Ben Erol Karaman,
Yeşil Rize’nin Yağlıtaş mahallesinde 1936 yılında, Manleli Anam’a ve babam Rıfat’ın da tahminine göre; kirazların olgunlaştığı bir temmuz günü “gülen bebek” olarak dünyaya geldim.
Neşeli bir aile içinde büyüdüm. Mahallenin tek boyalı evinde, akşamları tavandan sarkan zincirin etrafında kolivanın pişmesini beklerken Nazmiye Ablamın türküleri ile hep bir arada horona kalktığımız çok olurdu.
1956 da Rize lisesini bitirdim. Mahallemizde okuryazar az olduğu için tüm asker mektuplarını ben yazardım. Önceleri bizi “müftülerin torunları “ olarak çağırırlardı da sonradan bu “boyali evun paçilari uşaklari “olarak değişti.
1960 yılında şimdiki adı Istanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi olan okuldan “Gemi Makinaları Mühendisi” olarak mezun oldum. 7-8 yıl süren deniz hayatımda dünyanın çok değişik sularında uskur döndürdüm. Urfa Tünellerinde 5 sene Şantiye Şefi olarak görev yaptım ve tünellerin15 km’sini tamamladım, sonrasında 40 yıldan fazla süre Libya, Afganistan, Irak, Gürcistan ve Gana’da birçok tehlikeler içinde ama çok şükür yara bere almadan çalıştım.
Ailem daha fazla çalışmamı istemediği için 52 sene çalıştıktan sonra aktif iş hayatıma son verdim. Pırıl pırıl ailemin başkanı eşim Emine, kızım Melike ve oğlum Murat ile beyaz bir sayfa açarak yeni hayatıma başladım. Torunum Can ve gelinim Rahşan da hayatıma başka bir renk kattılar.
Saçlarım ağardı ama duygularım gün geçtikçe daha da yeşeriyor. Üretmek beni gençleştiriyor; yazmaya ve resim yapmaya devam edeceğim.
Tanrının bize en büyük hediyesi yaşamaktır.
Yaşasın Hayat, Alesta Hayat ...
Erol KARAMAN
Istanbul, 2024
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.